2008 yılı Eylül ayında CERN, büyük tartışmalara yol açan Large Hadron Collider (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) ile deneyler başlattı. Bu deneylerin amacı, ışık hızında seyreden hidrojen atomlarını birbirileriyle çarpıştırıp minik ölçekli “Bing Bang”ler yaratarak, çarpışma sonucu ortaya çıkması beklenen, Graviton ve Higgs Bozonu gibi atomaltı parçacıkların mikro saniyelerde bıraktıkları izleri gözlemlemekti.
En basit anlatımıyla Higgs Bozonu, en düşük hızı ışık hızından biraz daha fazla olan teorik bir parçacıktır. İngiliz Fizikçi Peter Higgs tarafından, 1964 yılında “maddenin kütleye sahip olmasını sağlayan, atomdan çok daha küçük (subatomic) teorik parçacık” olarak ortaya atılmıştır. Tanrı parçacığı olarak da adlandırılır. Teoride, Big Bang ile oluşan evren ve içindeki maddeler, şekillerini ve kütlelerini “Higgs Bozonu”na borçludurlar.
Bir çok çevreden CERN‘de yapılan bu deneylere karşı sesler yükseldi. Deneylerin dünya üzerinde karadelikler ortaya çıkarıp tüm dünyayı yutacağını söyleyenler bile oldu. Herşeye rağmen deneyler başlatıldı. Fakat işler pek de yolunda gitmedi, LHC, soğutma problemleri yüzünden birkaç defa bozuldu. CERN bu problemleri tek tek aşıp deney ve araştırmalarına devam etti.
Sonunda CERN’in bugün yaptığı açıklamaya göre CERN bünyesinde Higgs Bozonu’nu araştıran, ATLAS ve CMS adlı iki birbirinden bağımsız bilim adamı grubu, bugün Higgs Bozonu’nun çarpışma sonrası bırakacağı izleri gözlemlemeyi umuyor. Eğer Higgs Bozonu’nun varlığı kanıtlanabilirse, bilim adına gelmiş geçmiş en büyük buluş gerçekleşmiş olacak. Teleportasyon, zamanda yolculuk ve uzayı bükme gibi fenomenler gerçekleştirilebilinecek. Fizik kuralları tamamen baştan yazılacak. İnsanoğlu evreni tam anlamıyla anlayabilmeye bir adım daha yaklaşacak. Hem de çok büyük bir adım.